Page 13 - Çalıkuşu SON
P. 13
1 Siir Siirt İl Millî Eğitim Müdürlüğü 10
,
ZAMAN YAPRAK DÖKÜMÜ
Kesik kesik sağanak; ince, hafif süzülüş...
Kenarlara yığılır sarı safran ve hardal Loş âsuman, boş sahne, izbe sokak, ölgün gül...
Usul usul ölüme yatarken her bir düşüş, Kabuğundan sıyrılan varlık garip ve berrak
Soğuk kaldırımlara boyun eğer yorgun dal Her nazar, enginlere açılan bir tahayyül
Rengârenk dökülmeler, rüzgara ram ve mef- Sırlı bir bilmeceye savrulur kuru yaprak
tun Ansızın yorulur can, yolculuğa meyleder
Her kıpırtı bir ağıt; kırık avaz, puslu hâl Ölümü bavuluna sıkıştırır susarak
Boğuk ezgi, buruk haz; solgun yüz, Gömer ukdeyi kalbe, uzaklara göç eder...
nemli hüzün...
Bu mevsime varınca dünya bayat, kof, acı
Devrik masa, harap köşk; gönül sancılı, sarhoş Yitirdiği güzeli düşler yokluğa düşen
Dünya, onulmaz âfet; insan, durulmaz heves Bilmem neyin hatrıdır bu sevdanın ilacı?
Zoraki bir sahnede gönül durgun ve mayhoş Boz bulanık rüyadan nedir payıma düşen?
Kahrından kavrulur ruh, savrulur ki tıknefes, İliklerimde zifos, perde perde kızıllık;
Hacer telaşı gibi koşturur dört bir yana Elimde tiril tiril kanlı mendille kalan,
Gitmekle kalmak ister: gökyüzü bile kafes! Hengâmeler içinde, halay başı yalnızlık...
Haymatlos bir kuş gibi koşturur yana yana...
Karanlık kuyularda bir teselli: bembeyaz
Yusuf’un gözyaşına eşlik eder bulutlar
Gözden süzülen her yaş, candan taşmış bir ni-
yaz
Sisli, uzak dağlardan bir ceylan durup bakar
Gençliğine uzanıp çırpınır pirifâni
Bitkin halde, ıssız bir kalabalıkta kalır
Anlar artık, yaşamak, tek kişilik senfoni...
Süleyman DAYAN
Türkçe Öğretmeni