Page 33 - SİİRT ÇALIKUŞU
P. 33

Siirt İl Millî Eğitim Müdürlüğü       32
                                                                     1





                                                                                  Deneme

                                                                              ŞSiir
                                                                                    ,














                                               HÜZÜN MAKAMI



      “Gönül ne gök ne elâ ne lâcivert arıyor  Yükümden ne müsterihim ne şikâyetçi  Buğulu aynalarla kavgalıyım
      Ah bu gönül bu gönül kendine dert arıyor”  Dünya kekre, hayat mayhoş, ben tutuk  Kapılardadır gözlerim, kulağım
                                          Oturduğum  her  sofradan  doymadan  kal-  Bir bedende gurbet yaşar hep ruhum
      Kelebek etkisidir dokunduğum her şey  kıyorum                            Hülle miyim, dublör mü, figüran mı?..
      Her fikir, yalnızlığa açılan çıkmaz sokak  Bir ayağım yorganın dışında,
      Her ağıta âşinayım, her derde revan  Bir elim hep tiril tiril            Kalbim örse yaslı, uysal ve garip
      Silinmiş mezar taşlarında kaybolan,                                      İsmail’in kadife tahtında başım
      Kırılan kalplerde sızlayan benim.   Kimliğimle muhteliftir yaşamak       Sükutun asude denizinde,
      Yalnızlıkla hırpalanmış her canda,  Hapşırığımın arkası öksürük          Sarhoş yakamozlarda nemli gözlerim
         Her acıda                        Hengâmeler önünde bir hamalım        Köpüren dalgalar vurur kıyılarımı:
            Her mâtemde                   Parmaklarım isli, gözlerim ıslak     Akseder yorgun şafaklarda silüetim âh
               Ben varım!
                                          Her yeni gün, savruk bir iç çekiş    Ne söylesem ıtnap olur, zül olur
      Metruk acıların bağrında,           Çiçekli un çuvalları giyerim her gece  Dert içinde bülbül olur, kül olur
      Dillerin varamadığı uzaklardayım    Mutluluk, dudaklarımda “lebdeğmez”   Gam suyundan içen dervişler bilir,
      Onmaz harabelerin                   Her gözyaşında kırık bir kayıktır içim  Hüznü tadan bahçede sümbül olur
              Kolonu benim!               Ve alnım terli:
                                          Dünyanın bütün semenderleriyle
      Tuttuğum anne eli bastonlaşırken,   Kol kola
      Soğuyor kılcal damarlarım              Saf saf
      Ve taze sevinçlerim.                Nerde bir dert varsa:
                                                        “Heyamola!..”
      Yanık bir meyin mealini taşıyor içim
      Suskunluklar duyuyorum gülüşmelerden   Kâh arenada yorgun bir gladyatör
      Oturduğum her baharın salıncağından   Kâh yalnızlıktan münkesir, mizantropum
      Müntehasına düşüyorum hayatın       Ne zemheriler
         Soğurduğum her damla yaştan         Ne mahşerler tükettim
                                      Keder filizlenir.  Kefenim boynumda, dünya koynumda








                                                                                                      Süleyman DAYAN
                                                                                                      Türkçe Öğretmeni
   28   29   30   31   32   33   34   35   36   37   38